15 Aralık 2010 Çarşamba

umutsuzluk

yine kendinlesin.içinde zehrinle.
panzehirini bulamadan yürüyorsun bu evreni.
kokuşmuş yalnızlığının tutsağısın işte yine.
ne kadar yol kat ettiğini sansan da.ayaklarına dolanan sarmaşıklar hep engel oluyor sana.
hep duruyorsun durduğun yerde.
Bir yere
gidememenin acısını yaşayıp durmaktan bıkıyorsun.
kendinle berabersin yine.bu bininci deneyişten sonra bile. nereye gidersen git kendinle olacaksın.
nerede olursan nereye gidersen git.
ayağında tozları olacak geçmişin yollarının.
içinin çürümüşlüğünü koklayacaksın.
parçalanmış ruhunun leşini toplayacaksın geçtiğin yollardan.
her yolun başında kendine rastlayacaksın.

değiştiremediğin gerçekliğin bir parçası olmaya devam ederken yüzün ellerin gövden
sen bir et parçası olmaktan çok uzağa gidemeyişinin
acısını,kederini yalnızlığını duyumsayacaksın her denemende.
kendi ruhunun pencerelerinde çürüyecek çocukluğunun çiçekleri
kokuşmuş ruhunun parçalarıyla gezeceksin ellerinde
hep yerinde
hep aynı yerde
hiç ilerleyemeden sonsuza kadar
sonsuzluğu içinde yaşamayı deneyeceksin
şimdi bile
sonraki zamanlarda da zamanının kırıntıları parçalayacak seni
geçmişin yaralarını taşıyacaksın bedeninde
kabuk bağlamayacak hiç bir yara
hiçbir zaman...

Hiç yorum yok: